TÜİK verileri deprem bölgesiyle ilgili neler anlatıyor, nüfus artış hızı en çok azalan iller hangileri?
4 mins read

TÜİK verileri deprem bölgesiyle ilgili neler anlatıyor, nüfus artış hızı en çok azalan iller hangileri?

TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2023 yılı sonuçlarını 6 Şubat’ta yayımladı.

Buna göre Türkiye’de ikamet eden nüfus, 2023 sonunda önceki yıla göre 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 kişi oldu.

Toplam nüfusun yüzde 50,1’ini erkekler, yüzde 49,9’unu ise kadınlar oluşturdu.

Nüfus artış hızı düşmeye devam ederek binde 1,1’e geriledi. 2022’de nüfus artış hızı binde 7,1 olarak açıklanmıştı.

Deprem bölgesindeki illerde nüfus artış hızındaki düşüş çok daha fazla.

İllerin depremden etkilenme oranlarına göre TÜİK ADNKS istatistikleriyle ilgili bilinenler derlendi.

Malatya

Malatya, depremin etkisiyle nüfus artış hızının en çok gerilediği kent oldu. Kentin nüfus artış hızı binde 89,99 azaldı.

Bir önceki dönemde Malatya’nın nüfus artış hızı binde 4,8’di.

2022’de 812 bin 580 olan Malatya nüfusu 2023’te 742 bin 725’e geriledi.

Hatay

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkımın gerçekleştiği il olan Hatay’ın 2022 sonunda 1 milyon 686 bin olan nüfusu 2023’te yaklaşık 142 bin azalarak 1 milyon 544 bine geriledi.

Kentin nüfus artış hızı 2022 ve 2023 arasında binde 87,6 azaldı.

Kıyas için bir önceki dönemde Hatay’ın nüfus artış hızı binde 9,1 artmıştı.

TÜİK verilerine göre ortalama hane halkı büyüklüğü Hatay’da 2022’de 3,5 iken 2023’te 3,3’e geriledi.

Kahramanmaraş

Kahramanmaraş’ın 2022’de 1 milyon 177 bin olan nüfusu 2023’te 1 milyon 166 bine geriledi.

Bir önceki dönemde binde 5,3 nüfus artış hızına sahip kentin nüfus artış hızı 2022-2023 döneminde eksi 53 olarak gerçekleşti.

Bu üç ilin ardından nüfus artış hızının en sert şekilde düştüğü il Adıyaman oldu. Kentin 2022-2023’te nüfus artış hızı eksi 48,7 olarak gerçekleşti.

Diğer kentlerden farklı olarak Adıyaman’ın nüfusu 2023’te azalmadı. 2022’de 1 milyon 194 bin kişinin yaşadığı Adıyaman’ın nüfusu depremlerin ardından 2023 sonunda 1 milyon 198 bine yaklaştı.

‘Düşüşün ardından yeniden hızlanıp normale dönebilir’

Bir kentin nüfusundaki değişim, ölüm ve doğum oranlarıyla doğrudan ilişkili.

İçişleri Bakanlığı geçen hafta yaptığı açıklamada 6 Şubat depremlerinde 53 bin 537 kişinin öldüğünü,107 bin 213 kişinin yaralandığını açıklamıştı.

Bunun yanında göçlerin de hesaba katılması gerekiyor.

BBC Türkçe‘ye konuşan Nüfus Bilimci ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sutay Yavuz, TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerinin nüfusla ilgili genel bir fikir vereceğini ancak net sonuçlar için doğum-ölüm ve göç istatistikleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Türkiye’de nüfus artış hızı son yıllarda düzenli bir şekilde geriliyor.

2022-2023 döneminde nüfus artış hızının gerilemesinde depremde yaşanan can kayıplarının da etkisi olduğu düşünülüyor.

Prof. Dr. Yavuz, afetlerle birlikte yaşanan gerilemenin ardından nüfus artış hızının yeniden yükselişe geçmesinin muhtemel olduğunu da ekliyor:

“Canlanma, yaşama tutunma arzusu gibi nedenlerle doğumlarda düşüşün ardından artış yaşanıp sonra normal hızına dönebiliyor.”

‘Ekonomik şartların bozulması iyileşmeyi geciktiriyor’

Ancak süregelen geçim krizi, iyileşme sürecini uzatabiliyor.

Prof. Dr. Sutay Yavuz, “Ekonomik şartların bozulması insanların evlenme ve çocuk sahibi olma gibi planlanmış eylemlerini ertelemesine neden olabiliyor” diyor.

TÜİK’in nüfus istatistiklerine göre Türkiye’de 15 yaşın üstünde olup hiç evlenmeyenlerin oranı, hem kadın hem de erkeklerde artıyor.

Buna göre 2009’da erkeklerin yüzde 31,8’i hiç evlenmemişken 2023’te bu oran yüzde 32,7’ye çıktı.

Kadınlar arasında hiç evlenmemişlerin oranı 2009’da yüzde 23,5’ten 2023’te yüzde 24,7’ye çıktı.

Buna ek olarak Türkiye’de nüfus artış hızının gerilemesinde doğurganlık hızındaki düşüş de etkili.

Türkiye’de 2022 yılında bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden doğurganlık hızı 2022 yılında 1,62 oldu.

Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını göstermişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir