Araştırma İngiltere’de gerçekleştirildi. Konusu, alkol tüketiminin insanları nasıl etkilediğiydi. Sonuç: Akşamdan kalma belirtilerini daha az veya hiç yaşamayan insanların, vücutlarının alkolü farklı şekilde parçaladığını gösterdi.
Yeni bir araştırma, akşamdan kalmayı önlemek için önerilen yöntemlerin işe yaramadığını gösterdi. Bu araştırmaya göre, insanların beşte biri, biyolojik olarak akşamdan kalmanın etkilerine daha dirençlidir. Araştırmada, insanların beşte birinin, mide bulantısı, baş ağrısı, kusma gibi belirtileri daha az veya hiç çekmediği tespit edildi.
DEĞİŞİK GENLER ETKİLİ
Araştırmacılar, bu durumun, insanların genlerindeki bazı mutasyonlardan kaynaklandığını buldular. Araştırmacılar, mutasyonların üçe kadar farklılaştığını ve bu durumun, insanların akşamdan kalma belirtilerinin şiddetini etkilediğini söylediler. Buna göre, CYP2E1 geni, vücudun alkolü nasıl parçaladığını kontrol ediyordu.
GENETİK FARKLILIKLAR ETKİLİ OLUYOR
ADH1B adlı bir başka gen de, vücudun alkolü asetaldehit adlı bir maddeye nasıl dönüştürdüğünü düzenliyordu. Asetaldehit, karaciğerde biriken ve akşamdan kalma hissine, baş ağrısına ve mide bulantısına neden olan organik bir kimyasaldı. Ayrıca, vücutta uzun süreli hasara ve hatta kronik hastalık ve organ problemlerine yol açabiliyordu. Bazı insanlar bu belirtileri hissetmezler veya hissetseler de çok etkilenmezler. Araştırmalara göre, bunun nedeni, vücutlarının alkolü farklı şekilde işlediği ve metabolize ettiği genetik farklılıklardı.
AKŞAMDAN KALMA KADIN VE ERKEKDE
FARKLI Önceki bir araştırma, erkeklerin yüzde 45’inin, kadınların ise yüzde 40’ının akşamdan kalma yaşadığını göstermişti. Araştırmacılar, genetik faktörlerin, insanların akşamdan kalma durumunu yüzde 43 oranında etkilediğini belirttiler, geri kalanı ise, insanların ne kadar hızlı içtikleri veya içerken ne yedikleri gibi dış faktörlere bağlıydı.